Bir soyguncu benim el çantamı çaldı.
- A mugger stole my handbag.
Bir soyguncu onun parasının hepsini soydu.
- A mugger robbed him of all of his money.
Kapkaççı nasıl biriydi?
- What did the mugger look like?
Tom'un kahve kupası Mary'ninkinin yanında.
- Tom's coffee mug is next to Mary's.
Tom kahve kupasına baktı.
- Tom stared at his coffee mug.
Saldırıya uğradığında Tom birçok nakit taşıyordu.
- Tom was carrying a lot of cash when he was mugged.
Napoli belediye başkanı, saldırıya uğradıktan kısa bir süre sonra yerel halk tarafından dövülen bir Amerikalı turistten özür diledi.
- The mayor of Naples has apologised to a US tourist who was beaten up by local residents shortly after he was mugged.
Napoli belediye başkanı, saldırıya uğradıktan kısa bir süre sonra yerel halk tarafından dövülen bir Amerikalı turistten özür diledi.
- The mayor of Naples has apologised to a US tourist who was beaten up by local residents shortly after he was mugged.
Tom sana saldıran kişidir.
- Tom is the one who mugged you.
Tom, üç adam tarafından gasp edildiğini söyledi.
- Tom said he was mugged by three men.
Bir bardak daha kahve almak istiyorum.
- I'd like to get another coffee mug.
Ben senin bardaklarını kırmıyorum.
- I'm not cracking your mugs.
thumb|A mugger crocodile.
What an ugly mug.
He’s a gullible mug - he believed her again.