Bu kupa demirden yapılmıştır.
- This mug is made of iron.
Tom kahve kupasına baktı.
- Tom stared at his coffee mug.
Mary eve giderken saldırıya uğrayıp soyuldu.
- Mary was mugged on her way home.
Saldırıya uğradığında Tom birçok nakit taşıyordu.
- Tom was carrying a lot of cash when he was mugged.
Saldırıya uğradığında Tom birçok nakit taşıyordu.
- Tom was carrying a lot of cash when he was mugged.
Dan bir soyguncu tarafından saldırıya uğradı.
- Dan was assaulted by a mugger.
Tom, üç adam tarafından gasp edildiğini söyledi.
- Tom said he was mugged by three men.
Ben senin bardaklarını kırmıyorum.
- I'm not cracking your mugs.
Bir bardak daha kahve almak istiyorum.
- I'd like to get another coffee mug.
O şimdiye kadar gördüğüm en kötü vesikalık fotoğraf.
- That's the worst mug shot I've ever seen.
Soygun amaçlı birçok saldırı bildirilmiyor.
- Many muggings go unreported.
Polis soyguncuyu yakalamak için bir pusu düzenledi.
- The police arranged an ambush to catch the mugger.
Bir soyguncu onun parasının hepsini soydu.
- A mugger robbed him of all of his money.
Soygun amaçlı birçok saldırı bildirilmiyor.
- Many muggings go unreported.
Soygun amaçlı birçok saldırı bildirilmiyor.
- Many muggings go unreported.
Kapkaççı nasıl biriydi?
- What did the mugger look like?
What an ugly mug.
He’s a gullible mug - he believed her again.
I mugged up on the meaning of road signs before taking my driving test.''.
The sheer destructiveness of nuclear weapons makes the quest for defenses a mug's game.