Çok fazla içmek seni hasta edecek.
- Too much drinking will make you sick.
Bilgisayarlar hakkında çok fazla şey bilmiyorum.
- I don't know much about computers.
Bugün, çok fazla ödevim var.
- I have too much homework today.
Çok fazla yersen şişmanlarsın.
- If you eat too much you will become fat.
Nasıl oluyor da Japon tarihi hakkında o kadar çok şey biliyorsun?
- How come you know so much about Japanese history?
İnsanoğlunun tarih derslerinden çok şey öğrenmemesi tarihin öğretmek zorunda olduğu tüm derslerin en önemlisidir.
- That men do not learn very much from the lessons of history is the most important of all the lessons that history has to teach.
Tom ve Mary'nin pek çok ortak şeyleri yoktur.
- Tom and Mary don't have much in common.
Senin ve benim aramda, Tom'un fikri pek ilgimi çekmiyor.
- Between you and me, Tom's idea doesn't appeal to me very much.
Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır?
- How much time, more or less, does it take to walk from here to the town hall?
Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar?
- About how much would it cost to have this chair repaired?
Büyük bir köprü değildi.
- It wasn't much of a bridge.
Bir köpeğin koku alma duygusu, bir insanınkinden çok daha keskindir.
- A dog's sense of smell is much keener than a human's.
O iş hemen hemen bitti.
- That job is pretty much finished.
Bilmen gereken her şey hemen hemen bu.
- That's pretty much everything you need to know.
There wasn't much people about that day.
From those to whom much has been given much is expected.
I don't have much money.
Does he get drunk much?.
... up wearing on Much Music Awards for Canada. ...
... So in that sense, there's not that much disruption to be ...