Çok fazla yersen şişmanlarsın.
- If you eat too much you will become fat.
Çok fazla dondurma ve spagetti yememelisin.
- You must not eat too much ice-cream and spaghetti.
Bugün, çok fazla ödevim var.
- I have too much homework today.
Kahveyi çaydan daha çok seviyorum.
- I like coffee much more than tea.
Nasıl oluyor da Japon tarihi hakkında o kadar çok şey biliyorsun?
- How come you know so much about Japanese history?
Tom'un zebralarla ilgili çok şey bildiğine dair bir fikrim yoktu.
- I had no idea that Tom knew so much about zebras.
Tom ve Mary'nin pek çok ortak şeyleri yoktur.
- Tom and Mary don't have much in common.
Bana pek mantıklı gelmiyor fakat Tom koleje gitmemeye karar verdi.
- It doesn't make much sense to me, but Tom has decided not to go to college.
Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır?
- How much time, more or less, does it take to walk from here to the town hall?
Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar?
- About how much would it cost to have this chair repaired?
Bir köpeğin koku alma duygusu, bir insanınkinden çok daha keskindir.
- A dog's sense of smell is much keener than a human's.
Ben köpekleri çok severim.
- I like dogs very much.
Hasta dünkü durumuyla hemen hemen aynı.
- The patient is much the same as yesterday.
İnsanlara Lise yıllarında en çok pişman olduğunuz şey nedir? diye sorduğumda, hemen hemen hepsi aynı şeyi söylerler: Zamanımızın çoğunu boşa harcadık.
- When I ask people what they regret most about high school, they nearly all say the same thing: that they wasted so much time.
There wasn't much people about that day.
From those to whom much has been given much is expected.
I don't have much money.
Does he get drunk much?.
... much matters to us ...
... our coal, our gas, our nuclear, our renewables. I believe very much in our renewable capabilities; ...