O gelmeden uzun zaman önce değildi. - It was not long before she came.
İlkel hesap makineleri, bilgisayarlar geliştirilmeden uzun zaman önce vardı. - Primitive calculating machines existed long before computers were developed.
Englisch - Englisch
Definition von much time before; a long time past, long ago im Englisch Englisch wörterbuch