Çok fazla dondurma ve spagetti yememelisin.
- You must not eat too much ice-cream and spaghetti.
Bugün, çok fazla ödevim var.
- I have too much homework today.
Bugün, çok fazla ödevim var.
- I have too much homework today.
John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
- John is not as old as Bill; he is much younger.
Biz ondan çok şey bekliyoruz.
- We expect much of him.
Tom'un zebralarla ilgili çok şey bildiğine dair bir fikrim yoktu.
- I had no idea that Tom knew so much about zebras.
Senin ve benim aramda, Tom'un fikri pek ilgimi çekmiyor.
- Between you and me, Tom's idea doesn't appeal to me very much.
Bana pek mantıklı gelmiyor fakat Tom koleje gitmemeye karar verdi.
- It doesn't make much sense to me, but Tom has decided not to go to college.
Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar?
- About how much would it cost to have this chair repaired?
Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır?
- How much time, more or less, does it take to walk from here to the town hall?
Ben köpekleri çok severim.
- I like dogs very much.
Bir köpeğin koku alma duygusu, bir insanınkinden çok daha keskindir.
- A dog's sense of smell is much keener than a human's.
İnsanlara Lise yıllarında en çok pişman olduğunuz şey nedir? diye sorduğumda, hemen hemen hepsi aynı şeyi söylerler: Zamanımızın çoğunu boşa harcadık.
- When I ask people what they regret most about high school, they nearly all say the same thing: that they wasted so much time.
Bilmen gereken her şey hemen hemen bu.
- That's pretty much everything you need to know.
There wasn't much people about that day.
From those to whom much has been given much is expected.
I don't have much money.
Does he get drunk much?.
... >>Lady Gaga: Thank you very much. ...
... And then Newton responded and said, "Oh, well, it costs too much. I mean, I'm not ...