Çok fazla yersen şişmanlarsın.
- If you eat too much you will become fat.
Çok fazla içmek seni hasta edecek.
- Too much drinking will make you sick.
Çok fazla yersen şişmanlarsın.
- If you eat too much you will become fat.
Ben görünce çok korktum.
- I was much frightened at the sight.
Korkarım ki yardım etmek için yapabileceğim çok şey yok.
- There is not much I can do to help, I am afraid.
Biz ondan çok şey bekliyoruz.
- We expect much of him.
Tom ve Mary'nin pek çok ortak şeyleri yoktur.
- Tom and Mary don't have much in common.
Bugün ya da yarın gitmen pek fark yaratmayacak.
- It will not make much difference whether you go today or tomorrow.
Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır?
- How much time, more or less, does it take to walk from here to the town hall?
Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar?
- About how much would it cost to have this chair repaired?
Mac, benim arkadaşım. O, köpekleri çok sever.
- Mac is my friend. He likes dogs very much.
Ben köpekleri çok severim.
- I like dogs very much.
Hasta dünkü durumuyla hemen hemen aynı.
- The patient is much the same as yesterday.
İnsanlara Lise yıllarında en çok pişman olduğunuz şey nedir? diye sorduğumda, hemen hemen hepsi aynı şeyi söylerler: Zamanımızın çoğunu boşa harcadık.
- When I ask people what they regret most about high school, they nearly all say the same thing: that they wasted so much time.
There wasn't much people about that day.
From those to whom much has been given much is expected.
I don't have much money.
Does he get drunk much?.
... MAN. THIS IS SOMUCH BETTER THAN MY HOUSE. ...
... it's much more easy to investigate such crimes, ...