Niçin bol zaman olduğunu söylemeyi sürdürüyorsun?
- Why do you keep saying there's ample time?
Sami'nin Leyla'yı öldürmek için bol zaman ve bol fırsatı vardı.
- Sami had ample time and ample opportunity to kill Layla.
On milyon yen proje için yeterli olacaktır.
- Ten million yen will be ample for the project.
Çatı katında geniş bir oda var.
- There's ample room in the attic.
Bu ürün için geniş bir pazar var.
- There is an ample market for this product.