These goods are free of tax.
- Bu eşyalar vergiden muaf.
West Berlin would remain free of Soviet control.
- Batı Berlin Sovyet kontrolünden muaf kalacaktı.
The court ruled that Muslim schoolgirls could not be exempted from swimming lessons.
- Mahkeme, Müslüman öğrencilerin yüzme derslerinden muaf olamayacağına karar verdi.
I exempted her from working overtime.
- Onu fazla mesai yapmaktan muaf tuttum.
The court ruled that Muslim schoolgirls could not be exempted from swimming lessons.
- Mahkeme, Müslüman öğrencilerin yüzme derslerinden muaf olamayacağına karar verdi.
You have a personal tax exemption of 500,000 yen.
- 500.000 yenlik bir kişisel vergi muafiyetin var.
I excused myself for a minute.
- Bir dakikalığına kendimi muaf tuttum.
I excused myself from the table.
- Kendimi masadan muaf tuttum.