Onun her zaman elleri ve ayaklarında kan dolaşım ile ilgili problemleri vardı.
- She has always had problems with the circulation in her hands and feet.
Dolaşımda garip bir virüs olduğunu duydum.
- I heard that there was a strange virus in circulation.
Bu gazete geniş bir sirkülasyona sahip.
- This newspaper has a wide circulation.