Yağmur yüzünden oyunu ertelemek zorunda kaldık.
- We had to postpone the game due to rain.
Oyunu ertelemek zorunda kalacağız.
- We'll have to postpone the game.
Toplantının neden ertelendiğini bilmiyorum.
- I don't know why the meeting was postponed.
Biz muhtemelen yarışmayı ertelemeliyiz.
- We should probably postpone the competition.