Anne felçli bir yüze sahipti.
- Mama had a crippled face.
Hâlâ anneme ana diyorum.
- I still call my mother Mama.
Tom eskiden bir ana kuzusuydu.
- Tom used to be a mama's boy.
Onun oğlu bir ana kuzusu. O her zaman onunla olmak zorunda.
- Her son is a mama's boy. He has to be with her all the time.