most successfully; to the highest degree, most; better; advisable

listen to the pronunciation of most successfully; to the highest degree, most; better; advisable
Englisch - Türkisch

Definition von most successfully; to the highest degree, most; better; advisable im Englisch Türkisch wörterbuch

best
{i} en iyisi

Bizim restoran en iyisidir. - Our restaurant is the best.

İstakoz ciğeri toksik olabilir, onu yememek en iyisidir. - Lobster tomalley can be toxic and it's best not to eat it.

best
feriştah
best
ekstra
best
yapabileceğinin en iyisi

Tom yapabileceğinin en iyisini yapıyor. - Tom does the best he can.

Yapabileceğinin en iyisini yaptın. - You've done the best you can do.

best
en iyi taraf/yan/kısım
best
en
best
en çok

En çok sevdiğin birini al, hangisi olursa olsun. - Take the one you like best, whichever it is.

En çok bu kitabı seviyorum. - I like this book best.

best
{s} en iyi

Benim en iyi dostum bir kitaptır. - My best friend is a book.

Babana en iyi dileklerimle. - Best regards to your father.

best
en iyi şekilde

Zaman çok değerli bir şeydir, bu yüzden onu en iyi şekilde kullanmamız gerekir. - Time is a precious thing, so we should make the best use of it.

Tom işi elinden gelen en iyi şekilde yaptı. - Tom did the job to the best of his ability.

best
{f} yenmek
best
{s} (good ve well'in enüstünlük derecesi) en iyi, en hoş, en uygun
best
{f} hakkından gelmek, yenmek; baskın çıkmak, geçmek
best
{s} birinci sınıf
best
{f} geçmek

Sizinle temasa geçmek için en iyi yol hangisidir? - What's the best way to get in touch with you?

Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım. - I will do my best to pass the examination.

best
{f} alt etmek
best
baskın çıkmak
Englisch - Englisch
best
most successfully; to the highest degree, most; better; advisable
Favoriten