Tom Mary'ye büyük olasılıkla yarışı kimin kazanacağını düşündüğünü sordu.
- Tom asked Mary who she thought would be the most likely to win the race.
O, büyük olasılıkla başaracak.
- He's the most likely to succeed.
Tom Mary'nin büyük bir olasılıkla ne yapacağını biliyordu.
- Tom knew what Mary would most likely do.
Tom'un büyük ihtimalle yarışı kazanacak kişi olduğunu düşünüyorum
- I think Tom is the one most likely to win the race.
Ben büyük ihtimalle kazanacağım.
- I'll most likely win.