Korkunç kazada düzinelerle insan yaralandı.
- Dozens of people were injured in the terrible accident.
Ken korkunç bir soğuk algınlığı olmuş gibi görünüyor.
- Ken seems to have a terrible cold.
Kendimi berbat hissediyorum, ama ben sadece kül tablanı kırdım.
- I feel terrible, but I've just broken your ashtray.
Berbat bir deneyim yaşadım.
- I had a terrible experience.
Çok kötü bir ikilemdeyim.
- I am in a terrible dilemma.
Sigara içmek sağlığınız için çok kötüdür.
- Smoking is terrible for your health.
Tom müthiş bir keşif yaptı.
- Tom made a terrible discovery.
O sözcük oyunu müthiştir.
- That pun is terrible.
Bu yol dehşet verici.
- This road is terrible.
Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu.
- I think something terrible has happened to Tom.
Sigara içmek sağlığınız için çok kötüdür.
- Smoking is terrible for your health.