Ölümlü olduğunu unutma.
- Remember that you are mortal.
Bütün insanlar ölümlüdür.
- All human beings are mortal.
Tom ölümcül şekilde yaralandı.
- Tom was mortally injured.
O ölümcül bir biçimde yaralıydı.
- He was mortally wounded.
Ölüm, yaşadığımız bu fani hayatın sona ermesi ve ebedi olan ahiret hayatına açılan kapıdır.
- Death is the door that brings this mortal life that we have lived to an end and opens out to the eternal life to come.
Biz ölümlüler binlerce şekilde ölürüz; Biz sadece bir şekilde doğarız. Binlerce insan hastalığı var, ancak yalnızca bir sağlık kaynağı.
- We mortals die in a thousand ways; we are born in only one. There are a thousand diseases of men, but only one source of health.
Bütün insanlar ölümlüdür.
- All human beings are mortal.
Ölüm, yaşadığımız bu fani hayatın sona ermesi ve ebedi olan ahiret hayatına açılan kapıdır.
- Death is the door that brings this mortal life that we have lived to an end and opens out to the eternal life to come.
Tom ölümcül şekilde yaralandı.
- Tom was mortally injured.
Ayın üstünde, her şey sonsuz; altında, insanoğlu hariç bir şey yok.
- Above the moon, everything is eternal; below, there is nothing save mortality.
Lord what fools these mortals be!.
for I was in mortal fear lest the captain should repent of his confessions and make an end of me.
She escaped her mortal coil and moved out, looking back at herself as she stood motionless, clutching the stone that had become the link between her body and her spirit.
What dreams may come, When we have shuffled off this mortal coil, Must give us pause —William Shakespeare, Hamlet.