Bu dünyadaki insanların hepsi ölümlüdür.
- The people on this earth are all mortals.
Ölümlü olduğunu unutma.
- Remember that you are mortal.
Bütün yolcular ölümcül tehlikedeler.
- All the passengers are in mortal danger.
Tom ölümcül yaralıydı.
- Tom was mortally wounded.
Ölüm, yaşadığımız bu fani hayatın sona ermesi ve ebedi olan ahiret hayatına açılan kapıdır.
- Death is the door that brings this mortal life that we have lived to an end and opens out to the eternal life to come.
Tüm insanların ölümlü olduğunu biliyoruz.
- We know that all men are mortal.
Bu dünyadaki insanların hepsi ölümlüdür.
- The people on this earth are all mortals.
Tüm insanların ölümlü olduğunu biliyoruz.
- We know that all men are mortal.
Tom ölümcül şekilde yaralandı.
- Tom was mortally injured.
Ayın üstünde, her şey sonsuz; altında, insanoğlu hariç bir şey yok.
- Above the moon, everything is eternal; below, there is nothing save mortality.
Tıbbi gelişmelere karşın dış gebelik, dünya çapındaki anne ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir.
- Despite medical advances, ectopic pregnancy remains a significant cause of maternal mortality worldwide.
Tom ölümcül şekilde yaralandı.
- Tom was mortally injured.
Tom ölümcül yaralıydı.
- Tom was mortally wounded.
Ayın üstünde, her şey sonsuz; altında, insanoğlu hariç bir şey yok.
- Above the moon, everything is eternal; below, there is nothing save mortality.
Lord what fools these mortals be!.
for I was in mortal fear lest the captain should repent of his confessions and make an end of me.
She escaped her mortal coil and moved out, looking back at herself as she stood motionless, clutching the stone that had become the link between her body and her spirit.
What dreams may come, When we have shuffled off this mortal coil, Must give us pause —William Shakespeare, Hamlet.