O her sabah koşmaya gider.
- He goes running every morning.
Anne her zaman sabahları erken kalkar.
- Mother always gets up early in the morning.
Sadece yarın sabah altıda burada olmak zorundasın.
- You only have to be here at six tomorrow morning.
Yarın sabah altıda kalkmak zorunda kalacaksın.
- You will have to get up at six tomorrow morning.