Durmadan masum olduğunu söyledi.
- She repeatedly said that she was innocent.
Otobiyografisinde, tekrar tekrar mutsuz okul günlerinden bahsediyor.
- In his autobiography, he repeatedly refers to his unhappy school days.
Tom o suçlamaları tekrar tekrar reddetti.
- Tom has repeatedly denied those charges.
Tom defalarca Mary'yi bıçakladı.
- Tom stabbed Mary repeatedly.
Telefon defalarca çaldı.
- The telephone rang repeatedly.