Sen hâlâ korunmasızsın.
- You're still vulnerable.
Çocuklar çok kolay incinir.
- Children are so vulnerable.
biz hepimiz kolay inciniriz.
- We're all vulnerable.
Mary savunmasız hissetti.
- Mary felt vulnerable.
Tom savunmasız görünüyor.
- Tom looks vulnerable.
Doğanın dengesi çok hassastır.
- The balance of nature is very vulnerable.
O, boşanmasından sonra çok hassastı.
- He was very vulnerable after his divorce.
People who aren't protected by Security programs are vulnerable to getting malware or worse, a deadly computer virus..