Hemen hemen hiç iştahım yok.
- I have almost no appetite.
Tom ve Mary hemen hemen her gün kavga ederler.
- Tom and Mary quarrel almost every day.
Tom ve Mary aşağı yukarı aynı ağırlıktalar.
- Tom and Mary are more or less the same weight.
Tom ve Mary aşağı yukarı aynı bedendeler.
- Tom and Mary are more or less the same size.
Onun sorunlarını az çok anlıyor.
- He understands her problems more or less.
Tom operasyondan sonra az çok normal bir hayat yaşayabildi.
- Tom was able to live a more or less normal life after the operation.
Az daha treni kaçırıyordum.
- I almost missed the train.
O yaklaşık olarak üç saat sürecek.
- It'll take approximately three hours.
Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
- A person's heart is approximately the same size as their fist.
O neredeyse ölüyordu.
- She almost passed out.
Kylie Minogue için neredeyse ağlıyordum.
- I was almost crying for Kylie Minogue.
Roman yaklaşık olarak 20,000 adet sattı.
- The novel has sold almost 20,000 copies.
Tom adeta bir kız gibi gözüküyor.
- Tom almost looks like a girl.
Az ya da çok sorunlarını anlıyor.
- He understands more or less his problems.
Bu az ya da çok şu anda söyleyebileceğim şey.
- That's more or less all I can say at the moment.
O yaklaşık olarak benim yaşımda.
- She's more or less my age.
Az kalsın Tom'un söylediklerine inanıyordum.
- I almost believed what Tom said.
Tom az kalsın ölüyordu o kazada.
- Tom almost died in that accident.
I've more or less guaranteed myself a top mark in my final exams.
The sporophyte foot is also characteristic: it is very broad and more or less lenticular or disciform, as broad or broader than the calyptra stalk , and is sessile on the calyptra base.
... leading finance figure at the moment but actually that's more or less true or ...
... Fleming found Penicillin more or less by accident as a mold. Jenner found the Small ...