Tom is hooked up to monitors.
- Tom monitörlere bağlandı.
This monitor has a much larger resolution than my old one.
- Bu monitör, benim eski monitörümden çok daha büyük bir çözünürlüğe sahip.
Tom has to wear an ankle monitor bracelet while he's out on bail.
- Tom, kefaletle çıktığı sırada ayak bileği monitör bileziği takmak zorundadır.