Anne felçli bir yüze sahipti.
- Mama had a crippled face.
Yüzmeye gidebilir miyim, anne?
- Mama, is it okay if I go swimming?
Onun oğlu bir ana kuzusu. O her zaman onunla olmak zorunda.
- Her son is a mama's boy. He has to be with her all the time.
Tom eskiden bir ana kuzusuydu.
- Tom used to be a mama's boy.
In Japan, radioactive cesium was detected in baby formula.
- Japonya'da bebek mamasında radyoaktif sezyum saptandı.
I feed my dog two cups of dog food every evening.
- Köpeğime her akşam iki fincan köpek maması yediririm.
What brand of dog food do you feed your dog?
- Köpeğini hangi marka köpek maması ile besliyorsun?
Tom asked Mary where she wanted him to put the bag of dog food.
- Tom Mary'ye onun köpek mamasını nereye koymasını istediğini sordu.
Tom says that he's never tried eating dog food.
- Tom köpek maması yemeği asla denemediğini söylüyor.