mola

listen to the pronunciation of mola
Türkisch - Englisch
break

I've done half the work, and now I can take a break. - İşin yarısını yaptım ve şimdi bir mola verebilirim.

They're having a break at the moment. - Onlar şu anda bir mola veriyorlar.

breathing-space
time-out
stop

The train made a brief stop. - Tren kısa bir mola verdi.

We had a stopover in Chicago. - Şikago'da bir molamız vardı.

(Spor) timeout
layover

We had a layover in Boston. - Boston'da bir molamız vardı.

breather

Let's take a breather. - Hadi bir mola verelim.

pause
break, respite, pause, breather; stopover
rest, pause, break
recess

Let's have some coffee during recess. - Mola sırasında biraz kahve içelim.

We have an hour's recess for lunch from twelve to one. - Bizim on ikiden bire kadar öğle yemeği için bir saatlik bir molamız var.

time out
slack
intermission

During the intermission I got up to stretch my legs. - Molada bacaklarımı germek için kalktım.

We'll chat some more during intermission. - Biz mola sırasında biraz daha sohbet edeceğiz.

stopover

We had a stopover in Boston. - Boston'da bir molamız vardı.

We had a stopover in Chicago. - Şikago'da bir molamız vardı.

baiting
bait
(Denizcilik) Let it (a rope) go!/Ease it off!
breathing space
stand
cessation
have break
respite
{i} halt
mola vermek
stop over
mola yeri
stopover
mola etmek
(Askeri) cast off
mola vermek
pause
mola vermek
stop off at
mola vermek
remit
mola vermek
take something off
mola vermek
(deyim) rest on one's oars
mola vermek
(deyim) break off
mola vermek
take a break

Do you want to take a break? - Bir mola vermek ister misin?

Would you like to take a break? - Mola vermek ister misin?

mola vermek
stop work
mola vermek
stop off in
mola vermek
break

Would you like to take a break? - Mola vermek ister misin?

We were just about to take a break. - Sadece mola vermek üzereydik.

mola yeri
pull-up
mola etmek
naut . to let (a rope) go; to ease (a rope) off
mola etmek
to cast off
mola noktası
breakpoint
mola planı
(Askeri) stopover plan
mola taşı
stone on which porters can rest their loads
mola vere vere gitme
staging
mola vermeden
without a break
mola vermek
take a breather
mola vermek
to stop for a rest (while traveling); to take a break (while working)
mola vermek
have a slack
mola vermek
a) to have a break b) to stop off (at/in)
mola vermek
lay over
mola vermek
stop off
mola vermek
have a break
mola vermek
rest
mola yeri
resting place
mola yeri
halt
mola yeri
rest house
mola yeri
stop
mola yeri
pull up
mola yeri
service area
mola vermek
catch a break
mola vermek
have a brake
bir gecelik mola
overnight stop
bir yerde durmak (mola vb)
stop at
halatı mola etmek
to cast off the rope
teknik mola
(Spor) technical time-out
Englisch - Englisch
a sunfish, Mola mola
A traditional textile art form of the Kuna people of Panama and Colombia. A mola consists of cloth panels, made to wear on clothing, which feature complex designs made with multiple layers of cloth in a reverse appliqué technique

The classic mola is pure applique and is distinguished by alternating bands of color.

{i} family name
among the largest bony fish; pelagic fish having an oval compressed body with high dorsal and anal fins and caudal fin reduced to a rudder-like lobe; worldwide in warm waters
{i} ocean sunfish, type of large fish
See Sunfish, 1
Mola Mola
{i} ocean sunfish, type of large fish
genus mola
type genus of the Molidae
sharptail mola
caudal fin has a central projection
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) İstirahat için işe ara vermek ve duraklamak
(Osmanlı Dönemi) Denizcilike: Gevşetme, koyverme manâsındadır
Voleybol ve basketbolda takımların oyun içinde taktik alışverişleri yapmak için aldıkları dinlenme
Halatların bağlı bulundukları yerlerden fora edilmesi için verilen kumanda
Yorgunluğu gidermek için duraklama
Koyuverme
Takımların oyun içinde taktik alışverişleri yapmak için aldıkları dinlenme
Yedirilmesi gereken bolluk
mola taşı
Hamalların sırtlarındaki yükü dayayarak dinlenmeleri için sokak kenarlarına konulmuş yüksekçe taş
mola
Favoriten