Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
- Maybe we can make a deal.
Belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemi.
- Maybe this world is another planet's Hell.
Açlık insan güdülerinin belkide en güçlüsüdür.
- Hunger is perhaps the strongest of all human drives.
Belki iki saat boyunca ders çalıştım.
- I studied for perhaps two hours.
Belki bana yardımcı olabilirsin.
- Maybe you can help me.
Belki Tom'un nereye gittiğini bulmama yardımcı olabilirsin.
- Maybe you can help me find out where Tom went.
Muhtemelen Tom'un onu yapmaması gerekir.
- Perhaps Tom shouldn't do that.
Muhtemelen oralarda ve belki de birçok yerde başka yaşamlar vardır.
- Other life probably exists out there and perhaps in many places.
Bir ihtimal bunu benim için çevirir misin?
- Could you perhaps translate that for me?