Olmak istediğinizde oldukça şirin olabilirsiniz.
- You can be pretty charming when you want to be.
Şirin ol ve kapa çeneni!
- Be pretty and shut up!
Sanırım Tom da oldukça sevimli.
- I think Tom is pretty cute, too.
Şüphesiz sevimli, ama güzel değil.
- She is no doubt pretty, but she isn't beautiful.
O oldukça güzel söyledi.
- She sang pretty well.
O araba satıcısı oldukça acayip bir adam.
- That car salesman was a pretty off the wall kind of guy.
O oldukça iyi bir fikir.
- That's a pretty good idea.
Tom Mary'yi oldukça iyi biliyor.
- Tom knows Mary pretty well.
Tom'un bize inanmadığından epeyce eminim.
- I'm pretty sure Tom doesn't believe us.
Dave'in yeni arabası için epeyce para ödediğine bahse girerim.
- I bet Dave paid a pretty penny for his new car.
İngilizce çok zor, değil mi?
- English is pretty hard, isn't it?
Park oldukça büyüktür; Çok sayıda ağaçları ve çok sayıda çiçekleri vardır.
- This park is pretty big; it has a lot of trees and many flowers.