moderately large; considerable; as, he had saved a pretty fortune

listen to the pronunciation of moderately large; considerable; as, he had saved a pretty fortune
Englisch - Türkisch

Definition von moderately large; considerable; as, he had saved a pretty fortune im Englisch Türkisch wörterbuch

pretty
şirin

Şirin ol ve kapa çeneni! - Be pretty and shut up!

Olmak istediğinizde oldukça şirin olabilirsiniz. - You can be pretty charming when you want to be.

pretty
{s} sevimli

Şüphesiz sevimli, ama güzel değil. - She is no doubt pretty, but she isn't beautiful.

Sevimli olan bir kızı var. - He has a daughter who is pretty.

pretty
oldukça

Senden oldukça memnunum. - I am pretty pleased with you.

Park oldukça büyüktür; Çok sayıda ağaçları ve çok sayıda çiçekleri vardır. - This park is pretty big; it has a lot of trees and many flowers.

pretty
{s} cici
pretty
cost a pretty penny ç
pretty
akça pakça
pretty
şeker
pretty
yakşı
pretty
bir hayli
pretty
iyi

Tom notasız piano çalmada oldukça iyidir. - Tom is pretty good at playing piano by ear.

Tom Mary'yi oldukça iyi biliyor. - Tom knows Mary pretty well.

pretty
epeyce

Tom epeyce zengin, değil mi? - Tom is pretty rich, isn't he?

Dave'in yeni arabası için epeyce para ödediğine bahse girerim. - I bet Dave paid a pretty penny for his new car.

pretty
(sıfat) güzel, hoş, cici, hayli, sevimli, zarif
pretty
{s} zarif
pretty
a pretty mess berbat iş
pretty
(zarf) epeyce, bayağı, çok, oldukça
pretty
dili epey büyük
pretty
{s} hayli
pretty
çok

Beşikteki bebek çok şirindir. - The baby in the cradle is very pretty.

Jane çok güzel ve nazik. - Jane is very pretty and kind.

pretty
pretty difficult hayli güç
Englisch - Englisch
pretty
moderately large; considerable; as, he had saved a pretty fortune
Favoriten