Yükselen güneş gökyüzünü parlak bir renk karışımıyla süsledi.
- The rising sun bathed the sky in a brilliant blend of colours.
Bu kahve Java ve Brezilya'nın bir karışımıdır.
- This coffee is a blend of Java and Brazil.
Bu kahve harmanını severim.
- I like this blend of coffee.
Bir karıştırıcıda farklı yiyecekleri karıştırabilirsin.
- You can mix different foods in a blender.
Tom sütü karıştırıcıya döktü.
- Tom poured milk into the blender.