Askerler isyanı kolayca bastırdı.
- The troops easily put down the rebellion.
Ahşap evler kolayca tutuşurlar.
- Wooden houses catch fire easily.
Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
- I can easily wait till tomorrow.
O, evini kolaylıkla bulabildi.
- He could find her house easily.
Bu cihaz deniz suyunu kolaylıkla içme suyuna çevirmeyi mümkün kıldı.
- This device made it possible to turn sea-water into fresh water easily.
Bu uçak rahatça 400 yolcu taşıyabilir.
- This airplane accommodates 400 passengers quite comfortably.
Ben ısıya duyarlı olduğum gibi, yaz aylarında klima olmadan rahatça yaşayamam.
- As I'm sensitive to heat, I can't live comfortably without air-conditioning in summer.
Constance can learn three languages at the same time with ease!
- Constance kann mit Leichtigkeit drei Sprachen zugleich lernen.
He did the crossword with ease.
- Er machte das Kreuzworträtsel mit Leichtigkeit.