Rönesans ile skolastik düşünce yerini pozitif düşünceye bırakmıştır.
- With Renaissance, scholastic ideas gave place to positive ideas.
Tom Mary'nin hatalı olduğu hakkında pozitif.
- Tom is positive that Mary is wrong.
Onun bitirdiğinden eminim.
- I am positive that he has finished.
Tom Mary'nin sahip olduğu kameranın onunki olduğundan emindi ama değildi.
- Tom was positive that the camera Mary had was his, but it wasn't.
Pozitron bir elektrona benzeyen küçük bir parçacıktır fakat pozitif elektrik yüklüdür.
- A positron is a small particle similar to an electron, but with a positive electric charge.
Pozitif atom çekirdekleri negatif elektronları çeker.
- Positive atomic nuclei attract negative electrons.