Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

misgiving, lack of certainty

listen to the pronunciation of misgiving, lack of certainty
Englisch - Türkisch

Definition von misgiving, lack of certainty im Englisch Türkisch wörterbuch

doubt
{f} kuşkulanmak

Keşke benden kuşkulanmaktan vazgeçsen. - I wish you would stop doubting me.

Benden kuşkulanmak için sebebin olduğunu biliyorum. - I know you have reason to doubt me.

doubt
şüphelenmek

Tom'dan şüphelenmek için hiçbir nedenin yok. - You have no reason to doubt Tom.

Ondan şüphelenmek için bir nedenim var. - I have a reason to doubt that.

doubt
{i} kuşku

Tom'un yardımcı olacağından kuşkuluyum, ama yine de ona sormalısınız. - I doubt that Tom would help, but you should still ask him.

Bob'ın benim doğum günü partime gelip gelmeyeceğinden kuşkuluyum. - I doubt if Bob will come to my birthday party.

doubt
{f} 1. kuşkulanmak, kuşku duymak, şüphelenmek, şüphe etmek: I doubt his integrity. Dürüstlüğünden kuşku
doubt
kuşku duymak
doubt
şek

Tom'un güzel şekilde Fransızcayı nasıl konuşacağına eğilimli olduğundan şüphe ediyorum. - I doubt that Tom will ever learn how to speak French properly.

Ben anadil olarak konuşan birinin bunu o şekilde söyleyeceğinden şüpheliyim. - I doubt a native speaker would say it that way.

doubt
{i} güvensizlik
doubt
{f} şüphe et

Ondan şüphe etmek hiç aklıma gelmedi. - It never occurred to me to doubt him.

Avukat onun masumiyetinden şüphe etti. - The lawyer doubted his innocence.

doubt
güvenmemek
doubt
{f} emin olmamak
doubt
(fiil) kuşkulanmak, şüphesi olmak, kararsız olmak, emin olmamak, güvenmemek, şüphe etmek
doubt
elbette

Elbette o yeterince şüphe uyandırdı. - Sure enough, he entertained doubts.

doubt
{f} kararsız olmak
doubt
{f} şüphe etmek

Ondan şüphe etmek hiç aklıma gelmedi. - It never occurred to me to doubt him.

doubt
{i} endişe
doubt
{i} kuşku, şüphe
doubt
henüz belli olmayan
doubt
{i} şüpheli durum
Englisch - Englisch
{i} doubt
misgiving, lack of certainty
Favoriten