This isn't about money or power. This is about my legacy.
- Bu, para ya da güç hakkında değil. Bu mirasım hakkında.
Ronnie's music and legacy live in all of us!
- Ronnie'nin müzik ve mirası hepimizin içinde yaşıyor!
A cultural heritage is handed down to posterity.
- Kültürel miras gelecek nesillere aktarılır.
You always tell me I should be proud of my heritage.
- Bana her zaman mirasımla gurur duymam gerektiğini söylüyorsun.
This is the cultural inheritance of independence.
- Bu, bağımsızlığın kültürel mirasıdır.
My father left me a large inheritance.
- Babam bana büyük bir miras bıraktı.
She inherited her mother's blue eyes.
- O, annesinin mavi gözlerini miras olarak aldı.
Tom inherited a lot of money.
- Tom bir sürü parayı miras aldı.
My aunt inherited the huge estate.
- Teyzem büyük bir emlakı miras olarak aldı.
Tom wishes for his son to inherit his estate.
- Tom oğlunun onun gayrimenkulunu miras olarak almasını diliyor.