Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

mirasçı

listen to the pronunciation of mirasçı
Türkisch - Englisch
{i} heir

Turkey is the heir of Ottoman Empire. - Türkiye, Osmanlı Devleti'nin mirasçısıdır.

Tom died without heirs. - Tom mirasçı bırakmadan öldü.

inheritor

Being an only child, he was the sole inheritor. - O, tek çocuk olduğu için, tek mirasçıydı.

heir, inheritor, beneficiary
heritor
devisee
heir, inheritor, recipient, legatee
remainderman
distributee
(kadın) heiress
(Latin) heres
(Kanun,Teknik) successor
devise
beneficiary
coheir
heirer
mirasçı olmadığından malın devlete kalması
escheat
mirasçılar
heırs
art mirasçı
reversioner
bayan mirasçı
(Kanun) inheritrix
bayan mirasçı
(Kanun) inheritress
birlikte mirasçı
(Kanun) joint heir
kadın mirasçı
inheritrix
kadın mirasçı
inheritress
kanuni mirasçı
heir-at-law
mahsup mirasçı
(Hukuk) legatee
müşterek mirasçı
joint heir
ortak mirasçı
coheir
ortak mirasçı kadın
coheiress
tek mirasçı
sole heir
yasal mirasçı
(Hukuk) heir
Türkisch - Türkisch
Kendisine miras kalan, varis
Başkasının iyi veya kötü yönlerini aynı şekilde ortaya koyan
Başkasının iyi veya kötü yönlerini aynı biçimde ortaya koyan: "Anasının kıskançlığına mirasçı olan çelimsiz solgun çocuk da yaşamayacağa benziyordu."- H. R. Gürpınar
Kendisine miras kalan, vâris: "Aradım buldum tarlanın mirasçısını, adamı Ödemiş'ten aldım geldim."- N. Cumalı
(Hukuk) VARİS
Mirasçılar
(Hukuk) VERESE