Definition von mine im Englisch Türkisch wörterbuch
- mayın
Bir mayının üzerinden sürdü ve onun cipi patladı.
- He drove over a land mine and his jeep blew up.
Mayın tarayıcının amacı, mayınları patlatmadan mayın tarlasını temizlemektir.
- The objective of Minesweeper is to clear the minefield without detonating the mines.
- benimki
Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.
- Your plan seems better than mine.
Senin fikrinle benimki arasında temel bir fark vardır.
- There is a fundamental difference between your opinion and mine.
- maden
Bu maden gelecek ay kapanacak.
- This mine will close down next month.
Bir kömür madeninde yıllarca çalışmaktan hastanın akciğer dokusu hasar gördü.
- The patient's lung tissue was damaged from years of working in a coal mine.
- {f} kazmak
- {f} kazıp çıkarmak
- {i} ask. mayın
- (Askeri) (LAND MINE WARFARE) MAYIN (KARA MAYIN HARBİ): Kara, Deniz ve Hava araçlarını imha etmek veya hasara uğratmak; personeli yaralamak, öldürmek veya başka bir şekilde iş göremez hale getirmek maksadıyla hazırlanmış ve normal olarak, bir kap içine yerleştirilmiş infilak maddesi veya diğer malzeme. Mayın; cisim veya şahsın üzerinde yaptığı etkiyle, zamanla veya kontrollü vasıtalarla, kendiliğinden patlar. Ayrıca bakınız: "antipersonnel mine (land mine warfare) ", "Chemical mine (land mine warfare) ", "inertmine (land mine warfare) ", "oscillating type mine (land mine warfare) ", "phony mine (land mine warfare) ", "practice mine (land mine warfare)"
- maden ocağını işletmek
- maden ocağı
- mayın döşemek
- {f} çıkar
Çin'de her gün yaklaşık on milyon ton kömür çıkartılır.
- About ten million tons of coal are mined every day in China.
Eğer senin cevabın doğruysa bundan da şu sonuç çıkar ki benim ki yanlış.
- If your answer is correct, it follows that mine is wrong.
- (maden/vb.) çıkarmak
- (Sanat) Metal eşya üzerine vurulan renkli cam katmanı
- (Sanat) Dişlerin taç kısmını kaplayan beyaz ve sert doku
- (Sanat) İnce ve parlak nakış
- (Sanat) Saat kadranı: "Hurdalanmış mineleri çatlayıp akrep ve yelkovanları kopmuş."- R. H. Karay
- {f} maden çıkar
- {f} maden işletmek
- adl
Madencilik ile ilgili olan Minecraft adlı bir oyun var.
- There’s a game called Minecraft that is about mining.
- {f} yeraltında (lağım/yol) kazmak
- kazıp çıkarmak yeraltı
- {f} tünel kazmak
- {i} torpil
- sabit torpil
- mayın/maden
- mine detector mayın detektörü
- {i} memba
- {f} mad. kazıp çıkarmak
- çıkarmak
- benim
Masadaki hesap makinesi benim.
- The calculator on the table is mine.
Senin fikirlerin benimkinden farklı.
- Your ideas are different from mine.
- hazine
- {f} sinsice bozmak
- x mayın döşe/maden çıkar
- {z} benim; benimki: It's mine. O benim./Benim
- (Askeri) MAYIN: 1. Kara mayın harbinde, yer araçları, gemiler, veya hava araçlarını tahrip etmek yada hasar vermek veya personeli yaralamak, öldürmek veya diğer şekillerde tesirsiz kılmak için tasarlanan, normal olarak koruyucu bir kaplama malzeme içinde bulunan, bir patlayıcı veya diğer tür bir malzeme. Kurbanının faaliyeti, zaman geçmesi, veya kontrol araçları ile patlatılabilir. Bak. "mine (land mine warfare) ". 2. Deniz mayın harbinde, gemilere hasar verme yada batırma niyeti ile veya bir giriş bölgesine gemilerin yaklaşmasını önlemek amacıyla denize dökülen bir patlayıcı aygıt. Terim gemilerin veya liman tesislerinin altlarına, dalgıçlar tarafından iliştirilen aygıtları ve yerleştirilmesinden belirli bir süre sonra patlayacağı tahmin edilen aygıtları içermez
- {f} araştırıp bulmak
- bana ait
- (Askeri) mayın dökmek
- (Madencilik) maden çıkartmak
- maden çıkarmak
- kaynak
Bu ülke maden kaynakları açısından zengindir.
- This country is rich in mineral resources.
Meyve ve sebzeler vitamin, mineral ve lif için iyi bir kaynaktır.
- Fruit and vegetables are a good source of vitamins, minerals and fibre.
- çıkarmak (maden)
- benimkiler
- kendiminki
- lağım
- miner
- {i} madenci
Bu şube madenciler sendikasına bağlıdır.
- That branch is affiliated to the miners' union.
Uzun bir tartışmadan sonra kömür madenleri kapatıldı ve kalan madenciler işten çıkarıldılar.
- After a long dispute the coal mines closed and the remaining miners were paid off.
- mine coal
- (Madencilik) kömür çıkarmak
- mine defence
- (Askeri) mayınla savunma
- mine density
- (Askeri) mayın yoğunluğu
- mine dog
- (Askeri) mayın köpeği
- mine equipment
- (Madencilik) maden ocağı donanımı
- mine expert
- madenci
- mine gas
- (Madencilik) metan
- mine haulage
- (Madencilik) maden ocağında taşıma
- mine hunter
- (Askeri) mayın avlama
- mine hunting
- (Askeri) mayın avlama
- mine igniter
- (Askeri) mayın fünyesi
- mine layer
- (Askeri) mayın dökme
- mine layer
- (Askeri) mayın dökme gemisi
- mine laying
- (Askeri) mayın dökme
- mine laying
- (Askeri) mayın döşeme
- mine planter
- (Askeri) mayın gemisi
- mine plough
- (Askeri) mayın temizleme pulluğu
- mine plough
- (Askeri) mayın pulluğu
- mine prop
- (Madencilik) ocak direği
- mine scatter
- (Askeri) mayın serici
- mine scatter
- (Askeri) mayın döşeyici
- mine scatter
- (Askeri) mayın saçıcı
- mine search
- maden araştırması
- mine search
- (Askeri) maden arama
- mine site
- maden sahası
- mine timber
- (Madencilik) ocak direği
- mine timber
- (Madencilik) maden direği
- mine car
- ocak arabası
- mine crater
- mayın çukuru
- mine detector
- mayın detektörü
- mine disposal
- mayını zararsız hale getirme
- mine dragging
- mayın tarama
- mine fire
- ocak yangını
- mine foreman
- başmadenci
- mine hoist
- ocak vinci
- mine layer
- mayın gemisi
- mine locomotive
- maden lokomotifi
- mine shaft
- maden kuyusu
- mine sweeper
- mayın temizleyici
- mine sweeping
- mayın tarama
- mine 2
- benim 2
- mine air
- ocak havası
- mine disaster
- maden felaketi
- mine explosion
- mayın patlaması
- mine lamp
- Mayın lamba
- mine layer
- mine tabakası
- mine pole
- maden direği
- mine run
- tuvanön, işlenmemiş toz
- mine sweeping robot
- mayın tarama robotu
- mine action
- (Askeri) tavik tesiri
- mine action
- (Askeri) mayın tesiri
- mine action
- (Askeri) MAYIN TESİRİ, TAVİK TESİRİ (İS.): Bir top mermisinin zemin altında infilak ettirilmesi
- mine adit
- ocak giriş galerisi
- mine buoy
- (Askeri) mayın şamandırası
- mine buoy
- (Askeri) MAYIN ŞAMANDIRASI: Bir sualtı mayınını veya sualtı mayın tarlasını göstermek üzere, suda bir yere demirlenmiş yüzücü şamandıra veya cisim
- mine cable
- (Askeri) MAYIN KABLOSU: Selektör kutusunu mayına bağlayan kablo
- mine cable
- (Askeri) mayın kablosu
- mine case
- (Askeri) MAYIN KABI: Bir mayın mekanizmasını ve paralama hakkını ihtiva eden dış madeni gövde
- mine case
- (Askeri) mayın kabı
- mine casemate
- (Askeri) kontrollü mayın kazamatı
- mine casemate
- (Askeri) KONTROLLÜ MAYIN KAZAMATI: Ordu tipi kontrollü mayınların kontrol malzemesini muhafaza etmeye yarayan yapı. Ayrıca bakınız: "casemate"
- mine clearance
- (Askeri) (LAND MINE WARFARE) MAYIN TEMİZLEME (KARA MAYIN HARBİ): Kara mayınlarını elle veya mekanik vasıtalarla tespit etme ve kaldırma işlemi
- mine clearing
- mayın temizleme
- mine control system
- (Askeri) MAYIN ATEŞLEME SİSTEMİ: Bak. . "submarine mine control system"
- mine countermeasures
- (Askeri) MAYIN KARŞI TEDBİRLERİ: Mayınlardan gelecek hasar veya tehlikenin önlenmesi veya azaltılması için kullanılan tüm metodlar
- mine countermeasures operations
- (Askeri) mayın karşı önlem harekatları
- mine dedector
- mayın dedektörü
- mine defense
- (Askeri) MAYINLA SAVUNMA: Bir mevzi, bölge v. s. nin kara veya sualtı mayınları ile savunulması. Mayınla savunma sistemi; mayınların yerleştirilmesi, faaliyete geçirilmesi, bakımı ve döşenmiş bir mayın tarlasının himayesi için gerekli personel ve teçhizatı ihtiva eder
- mine defense system
- (Askeri) MAYINLA SAVUNMA SİSTEMİ: Bak. "mine defense"
- mine density
- (Askeri) MAYIN YOĞUNLUĞU: Bak. "density (landmine warfare) "
- mine detector
- mayın dedektörü
- mine detector
- (Askeri) MAYIN DETEKTÖRÜ: Mayınların yerlerini tespitte kullanılan, elektrikli veya mıknatıslı cihazlar
- mine disposal
- (Askeri) MAYINI ZARARSIZ HALE GETİRME: Mayınların uygun nitelikli personel tarafından güvenli hale getirilmesi, etkisiz kılınması, çıkarılması, taşınması veya tahrip edilmesi işlemi
- mine disposal
- (Askeri) mayın imhası
- mine disposal
- (Askeri) mayın tahrip
- mine dragging
- (Askeri) MAYIN TARAMA: Denizi taramak suretiyle, bir sahanın su altı mayınlarından temizlenmesi
- mine dump
- (Askeri) mayın yığını
- mine dump
- (Askeri) mayın istifi
- mine hunter
- mayın tarama gemisi
- mine hunting
- (Askeri) MAYIN AVLAMA (ARAŞTIRMA): Münferit mayınların yerini tespit etmek ve toplamak amacıyla, gemiler, hava ile ilgili teçhizat ve/veya dalgıç kullanma işlemi
- mine layer
- (Askeri) MAYIN GEMİSİ: Genel olarak, liman Savunma birliği tarafından işletilen ve mayın dökmek, limanlara çelik ağ germek ve benzeri savunma işlerini yapmakta kullanılan tekne. Buna eskiden "mine planter" denirdi
- mine neutralization system (USN); mission needs statement
- (Askeri) mayın imha sistemi (Birleşik Devletler Deniz Kuvvetleri (USN)); görev ihtiyaç beyannamesi
- mine of information
- ayaklı kütüphane
- mine planter
- (Askeri) MAYIN GEMİSİ: Bak. "mine layer"
- mine road block
- (Askeri) MAYINLA YOL KAPAMASI: Bir yolun, genişliğine yerleştirilmiş mayınlar vasıtasıyla, düşman araçlarının geçişine kapatılması
- mine row
- (Askeri) mayın sırası
- mine row
- (Askeri) (LAND MINE WARFARE) MAYIN SIRASI (KARA MAYIN HARBİ): Genel olarak, düz bir hat halinde döşenmiş mayınlar veya mayın demetlerinden bir sıra. Ayrıca bakınız: "mine strip (land mine warfare) "
- mine run
- (Madencilik) tuvanön
- mine run
- (Madencilik) işlenmemiş töz
- mine spotting
- (Askeri) MAYIN BELİRLEME: Deniz mayın harbinde, bir mayın veya mayın tarlasını gözetleme işlemi
- mine strip
- (Askeri) MAYIN KUŞAĞI: Kara mayın harbinde, birbirinden altı metre veya altı adım farkla, aynı zamanda döşenmiş paralel iki mayın sırası. Ayrıca bakınız: "mine row (land mine warfare) "
- mine strip
- (Askeri) mayın kuşağı
- mine strip
- (Askeri) mayın şeridi
- mine sweeper
- (Askeri) MAYIN PATLAMA SİLİNDİRİ: Mayınları infilak suretiyle tahrip için, bir tankın önünde itilen ağır yol silindiri
- mine sweeping
- (Askeri) MAYIN TARAMA: Mayınları fiilen toplayan veya tahrip eden ya da bölgedeki mayınları harekete geçirecek tesir sahaları meydana çıkaracak mekanik cihaz veya infilak tertibatından faydalanarak, mayın arama ve temizleme tekniği
- mine thrower
- (Askeri) mayın atar
- mine thrower
- (Askeri) MAYIN ATAR: İçinde yüksek süratli infilak maddesi bulunan mayınları atan küçük havan veya diğer bir cihaz. Bu cihaz, halen kullanılmaktadır
- mine warfare
- (Askeri) mayın harbi
- mine warfare
- (Askeri) MAYIN HARBİ: Mayınların ve mayınlardan korunma tedbirlerinin stratejik ve taktik alanlarda kullanılması
- mine warfare chart
- (Askeri) (NAVAL) MAYIN HARBİ PLANI (KROKİ) - (DENİZ): Mevcut standart deniz şemalarına veya kendine has vasıflara dayanarak, mayın harbi harekatını planlamak ve icra etmek için tasarlanmış 1: 50.000 veya daha büyük (tercihen 1: 25.000) veya daha büyük) ölçekli özel bir plan (kroki de olabilir) (Not: NATO " (Deniz) " niteleyicisini kullanmamaktır.)
- mine warfare forces
- (Askeri) (NAVAL) MAYIN HARBİ KUVVETLERİ (DENİZ): Deniz mayınları ve mayınlardan korunma tedbirlerinin stratejik ve taktik alanlarda kullanılması ile görevli deniz kuvvetleri. Bu kuvvetler: mayınların dökülmesi ve temizlenmesi ile ilgili faaliyetler sırasında taarruzi ve telafi tedbirleri alabilirler
- mine warfare group
- (Askeri) MAYIN HARBİ GRUBU: Deniz harekatlarında, mayın döken ve/veya mayınlardan korunma tedbirleri alan, mayın harbi birliklerinden bir görev teşkilatı
- mine watching
- (Askeri) MAYIN GÖZETLEMESİ: Deniz mayın harbinde, dökülen mayınların yerlerini araştıran, bulan ve cinslerini tespit eden bir mayından korunma tedbiri
- mine weapons
- (Askeri) mayın silahları
- mine weapons
- (Askeri) MAYIN SİLAHLARI: Mayın harbinde kullanılabilecek tüm silahların belirtilmesinde kullanılan genel bir terim
- my
- benim
- my
- (İnşaat) benim N
- mining
- {f} çıkar: prep.çıkararak
- mining
- madencilik
Çöktüğü zaman madencilik yapıyorlardı.
- They were mining when it collapsed.
Madencilik ile ilgili olan Minecraft adlı bir oyun var.
- There’s a game called Minecraft that is about mining.
- mining
- mayın döşeme
- my
- vay!
- my
- {z} benim. ünlem O, ...! (Hayret belirtmek için kullanılır.): My, my, how nice you look! O, bu ne güzellik böyle!
- of mine
- benim
O benim bir arkadaşım.
- She is a friend of mine.
Otobüs süren adam benim iyi bir arkadaşım.
- The man driving the bus is a good friend of mine.
- my
- ünl
- my
- vay be!
- my
- million years
- my
- Aman! Olur şey değil Hayret!
- my
- vay canına!
- my
- hayret
- my
- vay be
- accept mine
- (Bilgisayar) benimkini benimse
- actuated mine
- (Askeri) faaliyete geçirilmiş mayın
- antenna mine
- (Askeri) antenli mayın
- antitank mine
- (Askeri) tanksavar mayını
- dispose of the mine
- mayın temizlemek
- lay mine
- mayın döşemek
- miners
- madenciler
Uzun bir tartışmadan sonra kömür madenleri kapatıldı ve kalan madenciler işten çıkarıldılar.
- After a long dispute the coal mines closed and the remaining miners were paid off.
Bu şube madenciler sendikasına bağlıdır.
- That branch is affiliated to the miners' union.
- mines
- (Bilgisayar) mayın
Mayınlar olduğu için nevigasyon zordu.
- Navigation was difficult because there were mines.
Mayın tarayıcının amacı, mayınları patlatmadan mayın tarlasını temizlemektir.
- The objective of Minesweeper is to clear the minefield without detonating the mines.
- mining
- (Madencilik) madenden çıkararak
- mining
- (Ticaret) maden işletmeciliği
- mining
- (Askeri) mayınlama
- practice mine
- (Askeri) eğitim mayını
- remove the mine
- mayın temizlemek
- salt mine
- kayatuzu çıkarılan tuzla
- submarine mine
- (Askeri) denizaltı mayını
- tank mine
- (Askeri) tanksavar mayını
- this is mine
- bu benim
- acoustic mine
- akustik mayın
- aerial mine
- hava mayını
- antitank mine
- tanksavar mayın
- coal mine
- kömür madeni
Bir kömür madeninde yıllarca çalışmaktan hastanın akciğer dokusu hasar gördü.
- The patient's lung tissue was damaged from years of working in a coal mine.
Tom ve Mary çocukken bir kömür madeninde çalıştı.
- Tom and Mary worked in a coal mine as children.
- contact mine
- müsademeli mayın
- copper mine
- bakır madeni
- gassy mine
- grizulu ocak
- gold mine
- altın madeni
O bir altın madeninin üzerinde oturuyor.
- She's sitting on a gold mine.
O iş bir altın madeniydi.
- That business was a gold mine.
- ice mine
- buz mayını
- inert mine
- etkisiz mayın
- land mine
- kara mayını
- lignite mine
- linyit madeni
- magnetic mine
- manyetik mayın
- mined
- {f} çıkar
Avustralya'da her gün bir milyon tonun üzerinde kömür çıkarılıyor.
- More than one million tons of coal are mined each day in Australia.
Altın bu alanda çıkarılır.
- Gold is mined in this area.
- miner
- mayın döşeyen asker
- miner
- maden işçisi
- miner
- sappers and miners askeri mühendisler
- mining
- {f} çıkar
- my
- aman!
- salt mine
- tuz madeni
- silver mine
- gümüş madeni
- submarine mine
- sualtı mayını
- tank mine
- tank mayını
- Mining
- maadin
- Mining
- maade
- Your guess is as good as mine
- Aslında ikimiz de bir şey bilmiyoruz
- acid mine drainage
- asit maden drenajı
- acid mine wastewater
- asit maden atıksuyu
- acid mine water
- asit maden suyu
- as a coal mine
- kömür madeni olarak
- its mine.
- onun benim
- just mine
- sadece benim
- mined
- madenden çıkarılan
- mining
- maden çıkarma
- open cast mine
- Açık döküm mayın
- pleasure is mine
- zevk benim
- run of mine coal
- tuvönan kömür