Hayat; Shakespeare'den bir alıntı gibi ciddi yaşanmamalı! Fakat elbette daha azı da olmamalı!
- Man soll sein eigenes Leben nicht ernster nehmen als ein Stück von Shakespeare! Aber auch nicht minder ernst!
Tom placed a cushion on the floor and sat on the cushion.
- Tom yere bir minder koydu ve mindere oturdu.
The cushions on the sofa don't match those on the armchairs.
- Kanepedeki minderler koltuklardakilerle eşleşmiyor.