En uzun parmak orta parmaktır.
- The middle finger is the longest.
20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
- Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
Ruhun karanlık gecesi hayatın ortasındaki ölümdür.
- The dark night of the soul is death in the midst of life.
Bir kasırganın ortasındaki bir kulübe gibi güvenilirsin.
- You're reliable like a shack in the middle of a hurricane.
Bu iki seçenek arasında orta yol yoktur.
- There is no middle ground between these two options.
Üzengi örs ve iç kulak arasında, orta kulakta bir kemiktir.
- The stirrup is a bone in the middle ear, between the anvil and the inner ear.
Dersin ortasında konuşma.
- Don't speak in the middle of a lesson.
Ben polis. Karakola kadar gelir misiniz? N-neden? Kasabanın ortasında tabancayla ateş etmeye gitmenin bir suç olmadığını düşünemiyor musun?!
- This is the police. Would you mind coming down to the station? W-why? You can't think it's not a crime to go shooting guns off in the middle of town?!
Exploded in mid-air.
Discocyalina fosilleri orta paleosen ve eosen de yaşamışlardır.
All students should bear in mind that these books must be readyby mid-semester.
I will get married in my mid-twenties.
Kaplan kafesin ortasına uzanmıştı.
- The tiger laid in the middle of the cage.
Dersin ortasında konuşma.
- Don't speak in the middle of a lesson.
Ben üç çocuktan ortanca olanım.
- I'm the middle child of three.
Sen de ortancasın, değil mi?
- You're a middle child, too, aren't you?
Ortaya oturmak istiyorum.
- I want to sit in the middle.
Araba yolun ortasında istop etti.
- The car stopped in the middle of the road.
Tom'un arabası yolun ortasında park edilmiş.
- Tom's car is parked in the middle of the road.
Onun kökenini belirlemek için orta çağlara geri gitmeliyiz.
- To determine its origin, we must go back to the middle ages.
Son zamanlarda, belimin etrafında biraz kilo alıyorum. Sanırım bu orta yaş yayılması.
- Recently, I've been putting on a little weight around my waist. I guess it's middle-age spread.
mid hour of night.
mid ocean.
The dog ran, jumped, and caught the ball in mid-air.
Since the mid-twentieth century, the exchange of Orders has become less personal and more formal and diplomatic.
A wide half-circle of foam and glinting lights and shining shoulders of green water, the great weir closed the backwater from bank to bank, troubled all the quiet surface with twirling eddies and floating foam-streaks, and deadened all other sounds with its solemn and soothing rumble. In midmost of the stream, embraced in the weir's shimmering arm-spread, a small island lay anchored, fringed close with willow and silver birch and alder.
... the other team will not advance the ball past mid court. ...
... than people think at the mid-point, ...