I feel inclined to agree with her.
- Onunla aynı fikirde olmaya meyilli hissediyorum.
The inactive child is far more inclined to live in a world of fantasy.
- Durgun olan çocuk bir hayal dünyasında yaşamaya daha meyillidir.
Tom's prone to exaggeration.
- Tom mübalağa etmeye meyillidir.
She is partial to sweets.
- O, tatlılara meyillidir.
She is partial to sweets.
- O, tatlılara meyillidir.