mentally challenged.
vertically challenged.
In two moves, Kasparov will check the challenger.
- İki hamlede, Kasparov meydan okuyucu kontrol edecektir.
Don't challenge someone who has nothing to lose.
- Kaybedecek bir şeyi olmayan birine meydan okuma.
We defy our foes, for our passion makes us strong!
- Hırs bizi güçlü yaptığı için biz düşmanlarımıza meydan okuruz!
I defy you to solve this problem.
- Ben bu sorunu çözmen için sana meydan okuyorum.
The challenging boxer defeated the champion.
- Meydan okuyan boksör, şampiyonu yendi.
It's a very challenging racetrack.
- O, çok meydan okuyucu bir hipodrom.
I challenged him to a game.
- Ona bir oyunda meydan okudum.
Tom challenged Mary to a game of tennis.
- Tom tenis oyununda Mary'ye meydan okudu.