The only room available is a double.
- Mevcut tek oda iki kişiliktir.
We are sorry, the person you are trying to contact is not available.
- Üzgünüz, iletişim kurmaya çalıştığınız kişi mevcut değil.
The existing law concerning car accidents requires amending.
- Araba kazaları ile ilgili mevcut yasa değişiklikler gerektirir.
A study shows air pollution from forest fires exacerbates existing lung problems.
- Bir çalışma orman yangınlarından kaynaklanan hava kirliliğinin mevcut akciğer sorunlarını artırdığını göstermektedir.
Every member of the cabinet was present.
- Kabinenin her üyesi mevcuttu.
Not all those students are present.
- Bütün öğrenciler mevcut değiller.
Tom met with Mary to discuss the current financial crisis at the company.
- Tom şirkette mevcut mali krizi tartışmak üzere Mary ile bir araya geldi.
Under the current conditions, I didn't feel comfortable making this trip.
- Mevcut koşullar altında, bu yolculuğu yaparken rahat hissetmedim.
The chakras are constantly spinning. If they weren't, the physical body couldn't exist.
- Çakralar sürekli dönüyor. Eğer olmasalar, fiziksel beden mevcut olamazdı.
That book is available in only one store.
- O kitap sadece bir mağazada mevcut.
This bag is not available in any store.
- Bu çanta herhangi bir mağazada mevcut değildir.