We have little money available for the research.
- Araştırma için mevcut az paramız var.
The book is available in both hard and soft-cover versions.
- Bu kitabın hem sert hem de yumuşak kapak sürümleri mevcuttur.
The existing law concerning car accidents requires amending.
- Araba kazaları ile ilgili mevcut yasa değişiklikler gerektirir.
He ignored the existing laws.
- O mevcut yasaları görmezden geldi.
Every member of the cabinet was present.
- Kabinenin her üyesi mevcuttu.
Our present house is too small, so we decided to move.
- Mevcut evimiz çok küçük, bu nedenle taşınmaya karar verdik.
The current political situation is not very stable.
- Mevcut siyasi durum çok istikrarlı değil.
Tom met with Mary to discuss the current financial crisis at the company.
- Tom şirkette mevcut mali krizi tartışmak üzere Mary ile bir araya geldi.
The chakras are constantly spinning. If they weren't, the physical body couldn't exist.
- Çakralar sürekli dönüyor. Eğer olmasalar, fiziksel beden mevcut olamazdı.
That book is available in only one store.
- O kitap sadece bir mağazada mevcut.
This bag is not available in any store.
- Bu çanta herhangi bir mağazada mevcut değildir.