The colleague whose husband is French has left for Paris.
- Kocası Fransız olan meslektaşım Paris'e gitti.
Tom and Mary are both colleagues of mine.
- Tom ve Mary her ikisi de benim meslektaşlarım.
Mary slept with a coworker.
- Mary bir meslektaşı ile uyudu.
I talked to my coworkers about it.
- Onun hakkında meslektaşlarımla konuştum.
Dan seriously injured a co-worker with his chainsaw.
- Dan testeresi ile bir meslektaşını ciddi biçimde yaraladı.
Sami made fun of his female co-workers.
- Sami, kadın meslektaşlarıyla dalga geçti.
Mr Turner bade farewell to his colleagues.
- Bay Turner meslektaşlarına veda etti.
My colleagues warmly welcomed me.
- Meslektaşlarım sıcak bir şekilde karşıladılar beni.