Definition von meslek im Türkisch Englisch wörterbuch
- profession
He is a doctor by profession.
- O, meslek olarak bir doktordur.
No matter what your profession, or how happy you may be in it, there are moments when you wish you had chosen some other career.
- Mesleğiniz ne olursa olsun, ya da bu meslekte ne kadar mutlu olursanız olun, diğer bir mesleği seçmiş olmayı istediğiniz anlar vardır.
- (Biyoloji) occupation
Don't discriminate against people based on nationality, gender, or occupation.
- İnsanlara milliyet, cinsiyet veya meslek temelinde ayrımcılık yapmayın.
- Job
What is your dream job?
- Hayalindeki meslek nedir?
I'm very proud of the job I chose myself.
- Kendime seçtiğim meslekten çok gururluyum.
- walk of life
- (a learned) profession
- doctrine
- metier
- vocation
She went through a long and arduous vocational course.
- O uzun ve zorlu bir meslek kursundan geçti.
I am at vocational school.
- Ben meslek okulundayım.
- avocation
- trade, craft
- trade
Jack of all trades, and master of none.
- Bütün meslekleri bilir ama hiçbirinin ustası değil.
Some electricians learn their trade within an apprenticeship system instead of going to college.
- Bazı elektrikçiler üniversiteye gitme yerine çıraklık sistemi içinde mesleklerini öğrenirler.
- racket
- phil. system
- path
- game
- school (of thought), école
- occupation, line of work
- lifework
- ism
- shop
- profession, occupation, job; career; trade
- calling
- career
He wanted to make singing a career.
- Şarkı söylemeyi bir meslek yapmak istedi.
No matter what your profession, or how happy you may be in it, there are moments when you wish you had chosen some other career.
- Mesleğiniz ne olursa olsun, ya da bu meslekte ne kadar mutlu olursanız olun, diğer bir mesleği seçmiş olmayı istediğiniz anlar vardır.
- trend, movement
- professional
I always wanted to be a professional singer.
- Şarkıcılığı hep meslek olarak yapmak istemişimdir.
Do you have professional experience?
- Mesleki deneyimin var mı?
- (Hukuk) (yüksek öğrenim gerektiren iş) profession, vocation
- line of business
- line
- lay
- vocational
She went through a long and arduous vocational course.
- O uzun ve zorlu bir meslek kursundan geçti.
I am at vocational school.
- Ben meslek okulundayım.
- meslek ile ilgili
- vocational
- meslek icrası
- (Ticaret) practice
- meslek ahlakı
- work ethic
- meslek birliği
- professional association
- meslek birliği
- (Politika, Siyaset) collecting society
- meslek birliği
- professional society
- meslek danışmanlığı
- (Pisikoloji, Ruhbilim) vocational counseling
- meslek eğitimi
- (Askeri) professional training
- meslek grupları
- (Ticaret) occupational groups
- meslek güvenliği
- (Ticaret) occupational safety
- meslek icra etmek
- profess
- meslek kursları
- training courses
- meslek kuruluşları
- (Ticaret) professional organizations
- meslek loncası
- (Ticaret) craft guild
- meslek odaları
- (Ticaret) professional associations
- meslek odaları
- (Ticaret) trade association
- meslek okulu
- professional school
- meslek olarak yapılan
- (Ticaret) professional
- meslek sahası
- (Askeri) career field
- meslek sağlığı
- (Ticaret) occupational health
- meslek sırrı
- trick of the trade
- meslek yüksek okulu
- (Eğitim) vocational high school
- meslek yüksekokulları
- school-to-work transition
- meslek yüksekokulu
- (Eğitim) vocational school
- meslek örgütü
- (Ticaret) trade body
- meslek içi eğitim
- vocational training
- meslek komitesi
- trade committee
- meslek lisesi
- Vocational high school
- meslek lisesi
- Vocational School, Vocational Highschool
- meslek lisesi
- (Eğitim) trade school
- meslek sırrı
- trade secret
- meslek adamı
- professionalist
- meslek ahlâkına aykırı
- unprofessional
- meslek analizi
- (Askeri) occupational analysis
- meslek argosu
- slang
- meslek argosu
- jargon
- meslek argosu kullanmak
- jargonize
- meslek ayırımcılığı
- (Ticaret) occupational discrimination
- meslek birlikleri
- (Ticaret) employee association
- meslek dergisi
- professional journal
- meslek edindirme kursu
- (Ticaret) vocational course
- meslek edinmek
- acquire a profession
- meslek elemanı
- member of profession
- meslek emeklilik planı
- (Ticaret) graduated pension scheme
- meslek erbabı
- profession experts
- meslek erbabı
- tradesman
- meslek gelişim kursu
- (Askeri) career development course
- meslek giysisi
- (Tekstil) professionalwear
- meslek grubu
- tribe
- meslek grubu
- (Ticaret) occupational group
- meslek hareketliliği
- (Ticaret) occupational mobility
- meslek hastalığı
- (Tıp) professional disease
- meslek hastalığı
- (Tıp) vocational disease
- meslek hastalığı
- (Ticaret) professional sickness
- meslek hastalığı
- (Tıp) trade disease
- meslek hastalığı
- (Tıp) industrial illness
- meslek hastalığı
- occupational illness
- meslek hastalığı
- occupational disease
- meslek hayatı
- career
- meslek hayatına başlamak
- enter profession
- meslek hayatına başlamak
- go into profession
- meslek hekimliği
- (Tıp) occupational medicine
- meslek ilerleme programı
- (Askeri) job progression ladder
- meslek içi eğitim
- (Politika, Siyaset) vocational retraining
- meslek içi eğitim kursu
- (Eğitim) vocational training
- meslek kazası
- (Ticaret) occupational accident
- meslek kuralları
- (Ticaret) code of practice
- meslek kurallarına aykırı
- unprofessional
It was unprofessional.
- O meslek kurallarına aykırı.
- meslek kursu
- vocational course
- meslek kuruluşu
- professional association
- meslek kılavuzu
- (Askeri) career guidance
- meslek lisansı
- (Ticaret) occupational license
- meslek lisesi
- business high-school
- meslek memuru
- (Ticaret) career employee
- meslek okulu
- industrial school
- meslek okulu
- vocational school, trade school
- meslek okulu
- technical school
- meslek okulu öncesi
- prevocational
- meslek olarak
- by profession
- meslek onuru
- (Kanun) professional dignity
- meslek ortaokulu
- comprehensive
- meslek rehberi
- classified directory
- meslek rehberliği
- vocational guidance
- meslek riskleri
- (Ticaret) occupational hazards
- meslek ruhsatı
- professional licence license
- meslek sahibi
- having a profession
- meslek sahibi
- careerist
- meslek sahibi
- 1. professional man or woman; person who knows a trade. 2. professional (person); (person) who knows a trade
- meslek sahibi işçi
- semi-skilled worker
- meslek sendikası
- (Askeri,Kanun,Ticaret) craft union
- meslek seçme hürriyeti
- freedom of vocational choice
- meslek sigortası kurumu
- occupational pension board
- meslek standartları
- (Hukuk) occupational standards
- meslek sırrı
- (Hukuk) professional secrecy
- meslek vergisi
- (Ticaret) professional tax
- meslek vergisi
- (Ticaret) occupation tax
- meslek yaşamı
- (Ticaret) professional life
- meslek yönlendirme danışmanı
- careers officer
- meslek yüksek okulu
- junior technical college
- meslek öncesi
- prevocational
- meslek öğretmenleri
- (Ticaret) vocational teachers
- değişik bir meslek için eğitmek
- retrain
- meslekler
- occupations
- sanat veya meslek
- (Ticaret) craft
- serbest meslek erbabı
- freelance
- serbest meslek erbabı
- self-employed
- serbest meslek erbabı
- freelancer
- serbest meslek mensupları
- (Ticaret) self-employed
- meslek okulu
- trade school
- meslekler
- professions
- meslekler
- vocations
- serbest meslek
- Self-employment
- ticaret meslek lisesi
- vocational trade high school
- endüstri meslek lisesi
- industrial school
- iş / meslek
- (Hukuk) job
- kariyer (meslek) edinme
- pursuing a career
- meslek okulu
- vocational school
- rahat (meslek vb)
- cushy
- rağbet gören meslek
- crowded profession
- serbest meslek
- (Hukuk) professional occupation
- serbest meslek kazançları
- (Ticaret) professional incomes
- serbest meslek kazançları
- (Ticaret) self-employment earnings
- serbest meslek kazançları
- (Ticaret) professional earnings
- serbest meslek sahibi
- self employed
Tom is self employed.
- Tom serbest meslek sahibi.
Tom isn't self employed.
- Tom serbest meslek sahibi değil.
- serbest meslek sahibi
- self-employed person
- serbest meslek sahibi
- 1. self-employed person. 2. self-employed (person)
- turizm meslek eğitimi
- (Turizm) vocational tourism training
- tıbbi meslek eğitimi
- (Askeri) medical professional training
- yıpratıcı (meslek)
- backbreaking