Definition von mesâfe im Türkisch Englisch wörterbuch
- distance
A lightyear is the distance that light travels in one year.
- Işık yılı, ışığın bir yılda gittiği mesafedir.
He is used to walking long distances.
- O uzun mesafe yürümeye alışkın.
- range
He fired at point blank range.
- O, çok kısa mesafeden ateş etti.
Because the distance between the Sun and Mars varies, temperatures range from -125 degrees Celsius in the Martian winter to 22 degrees Celsius in the Martian summer.
- Güneş ve Mars arasındaki mesafe değiştiği için, sıcaklıklar Mars kışında -125 santigrat derece ile Mars yazında 22 santigrat derece arasında değişir.
- spacing
- dimension
- (Havacılık) clearance
- distant
This did not satisfy Mary, and the relationship between them became more distant.
- Bu, Mary'yi tatmin etmedi, onlar arasındaki ilişki daha mesafeli oldu.
Tom is cold, distant and arrogant.
- Tom soğukkanlı, mesafeli ve kibirli.
- (Havacılık) chainage
- shoot
- breadth
- distance, space, interval
- way
The lake is a long way from here.
- Göl buradan uzun bir mesafedir.
We've come a long way since then.
- O zamandan beri büyük mesafe kaydettik.
- space
The effect of gravity extends from each object out into space in all directions, and for an infinite distance.
- Yer çekimi etkisi her nesneden uzaya doğru her yönde ve sonsuz bir mesafede uzanır.
The individual stars in a constellation may appear to be very close to each other, but in fact they can be separated by huge distances in space and have no real connection to each other at all.
- Bir takım yıldızındaki bireysel yıldızlar birbirlerine çok yakın görünebilir fakat aslında onlar uzayda büyük mesafelerle ayrılabilir ve birbirleriyle hiç gerçek bağlantısı yoktur.
- margin
- remove
- span
- interval
- journey
- ways
- mesafe almak
- progress
- mesafe düzeltmesi
- (Askeri) range correction
- mesafe katetmek
- gain ground
- mesafe katetmek
- progress
- mesafe tanzimi
- (Askeri) range adjustment
- mesafe tayini
- (Askeri) range determination
- mesafe taşı
- milestone
- mesafe uzaklık
- distance
- mesafe yan minkalesi
- (Askeri) range deflection protractor
- mesafe ölçer
- (Avcılık) range finder
- mesafe ölçme cihazı
- (Havacılık) distance measuring equipment
- mesafe almak
- get far
- mesafe ayar levhası
- distance plate
- mesafe ayarı
- (Askeri) range calibration
- mesafe açısı
- (Otomotiv) cylinder bank angling
- mesafe bağlama
- (Askeri) range setting
- mesafe belirlemek
- take the range
- mesafe burcu
- (Otomotiv) spacer collar
- mesafe cetveli
- (Askeri) range table
- mesafe cetveli
- (Askeri) plotting scale
- mesafe diski
- (Askeri) range disk
- mesafe düzeltme aleti
- (Askeri) percentage corrector
- mesafe düzeltme levhası
- (Askeri) range correction board
- mesafe düzeltme miktarı
- (Askeri) range corrector setting
- mesafe farkı
- (Askeri) range difference
- mesafe genişliği
- (İnşaat) clearance width
- mesafe ihtimal hatası
- (Askeri) range probable error
- mesafe inhirafı
- (Askeri) range deviation
- mesafe işaret farı
- (Havacılık) en route marker beacon
- mesafe k emsali
- (Askeri) range k
- mesafe kadranı
- (Askeri) range quadrant
- mesafe kartı
- (Askeri) range indicator
- mesafe katetmek
- log
- mesafe katetmiş
- far
- mesafe katsayısı
- (Askeri) speedometer multiplier
- mesafe koyma
- aloofness
- mesafe koymak
- hold off
- mesafe kısıtı
- (Askeri) distance limit
- mesafe kıymetlendirmesi
- (Askeri) range sensing
- mesafe levhası
- (Askeri) range board
- mesafe oranı
- clearance fraction
- mesafe rüzgarı
- (Askeri) range wind
- mesafe saati
- cyclometer
- mesafe sapması
- (Askeri) range deviation
- mesafe skalası
- (Askeri) range scale
- mesafe süresi
- (Askeri) time distance
- mesafe t aleti
- (Askeri) range rake
- mesafe tablosu
- distance table
- mesafe tablosu
- (Askeri) range table
- mesafe tahmin etmek
- (Askeri) estimate distance
- mesafe tahmini
- (Askeri) range estimation
- mesafe talimini
- (Askeri) range estimation
- mesafe tamburası
- (Askeri) range drum
- mesafe tayini
- ranging
- mesafe tutma halkası
- distance ring
- mesafe tutucu demir
- tie spacer
- mesafe tutucu kovan
- distance sleeve
- mesafe ölçme sistemi
- (Askeri) range finder system
- mesafe ölçü tekerleği
- measuring wheel
- mesafe ölçüm cihazı
- (Havacılık) distance measuring equipmen
- mesafe ölçüm cihazı
- (Askeri) distance measuring equipment
- arada mesafe bırakmak
- hold at bay
- hassas mesafe
- (Askeri) vulnerable range
- sosyal mesafe
- (Pisikoloji, Ruhbilim) social distance
- yatay mesafe
- horizontal distance
- araya mesafe koyma
- distance
- mesafeler
- distance
- arada mesafe bulundurmak
- (deyim) keep aloof
- belli mesafe atışı
- (Askeri) known distance firing
- bir adımlık mesafe
- stride
- bireysel mesafe
- (Pisikoloji, Ruhbilim) individual distance
- derin mesafe
- deep space
- dingil arası mesafe
- (Otomotiv) wheelbase
- eksenel mesafe
- axial distance
- elin yetişeceği mesafe
- arm's reach
- kuzeye doğru katedilen mesafe
- northing
- kıl kadar mesafe
- hairbreadth
- kısa mesafe
- short-range
- kısa mesafe
- piece
- kısa mesafe
- spell
- kısa mesafe kalkış ve inişi
- (Askeri) short takeoff and landing
- kısa mesafe koşucusu
- sprinter
- kısa mesafe taşımacılığı
- short haul
- lazer hedef bildirici/mesafe tayin edici
- (Askeri) laser target designator/ranger
- lazer mesafe ölçücü
- (Askeri) laser range finder
- lazerli mesafe tayin edici / bulucu
- (Askeri) laser range finder/detector
- lazerli mesafe tayin edici-bulucu
- (Askeri) laser range finder-detector
- ses kayıt ve mesafe tespiti
- (Askeri) sound fixing and ranging
- tesirli mesafe
- effective range
- uzak mesafe kara taarruz füzesi
- (Askeri) stand-off land attack misilse
- uzun mesafe
- long-distance
- uzun mesafe hava seyrüsefer yardımı
- (Askeri) long-range aid to navigation
- uzun mesafe hedefi
- (okçuluk) rover
- uzun mesafe koşucusu
- distance runner
- uzun mesafe koşusu
- marathon
- uzun mesafe yarışı
- distance race
- yürünecek mesafe
- walk