The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
- Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
The supermassive black hole at the centre of the galaxy remained a mystery for thousands of years...
- Galaksinin merkezindeki çok büyük kara delik binlerce yıl bir gizem olarak kaldı.
Tom was arrested and immediately taken to headquarters.
- Tom tutuklandı ve hemen merkeze götürüldü.
I didn't visit the headquarters of Twitter.
- Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.
Tokyo, as you know, is one of the financial centers of the world.
- Tokyo, bildiğiniz gibi,dünyanın finans merkezlerinden biridir.
The eye of a hurricane is its center.
- Bir kasırganın gözü onun merkezidir.
Do you come from your hub?
- Kendi merkezinizden mi geliyorsun?
Zürich is considered to be a major financial hub.
- Zürich büyük bir finansal merkez olarak kabul edilir.
Every beloved object is the center point of a paradise.
- Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.
Central nervous system consists of brain, cerebellum, medulla oblongata and spinal cord.
- Merkezî sinir sistemi beyin, beyincik, omurilik soğanı ve omurilikten oluşur.
The central nervous system consists of four organs.
- Merkezî sinir sistemi dört organdan oluşur.
Corsairfly is an airline based in Paris.
- Corsairfly, Paris merkezli bir havayoludur.
Our company's base is in Tokyo.
- Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.
There is a station in the center of the city.
- Şehrin merkezinde bir istasyon var.
This road will lead you to the station and the city center.
- Bu yol seni istasyona ve şehir merkezine götürecek.
He was transferred to the head office in Tokyo.
- O Tokyo'daki merkeze transfer edildi.
The firm has its head office in Osaka.
- Firmanın Osaka'da merkez ofisi var.
New York is the center of the stock exchange in America.
- New York Amerika'da borsanın merkezidir.