There's a lovely park in the centre of the town.
- Kent merkezinde güzel bir park var.
The post office is in the town centre.
- Postane şehir merkezinde.
Our company's headquarters are in Tokyo.
- Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.
I didn't visit the headquarters of Twitter.
- Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.
The station is in the center of the city.
- İstasyon, şehir merkezindedir.
The goal of the center should be to train young people from other countries within a specific time period.
- Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır.
Zürich is considered to be a major financial hub.
- Zürich büyük bir finansal merkez olarak kabul edilir.
The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.
- ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni bölgesel iklim merkezi kurdu.
Every beloved object is the center point of a paradise.
- Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.
My office is in the central area of the city.
- Ofisim kentin merkezinde.
The central nervous system consists of four organs.
- Merkezî sinir sistemi dört organdan oluşur.
Corsairfly is an airline based in Paris.
- Corsairfly, Paris merkezli bir havayoludur.
Our company's base is in Tokyo.
- Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.
There is a station in the center of the city.
- Şehrin merkezinde bir istasyon var.
This road will lead you to the station and the city center.
- Bu yol seni istasyona ve şehir merkezine götürecek.
In our head office, we have two meeting rooms.
- Bizim merkez ofisimizde iki tane toplantı salonumuz var.
Our head office is in Boston.
- Bizim genel merkezimiz Boston'dadır.
New York is the center of the stock exchange in America.
- New York Amerika'da borsanın merkezidir.