There's a lovely park in the centre of the town.
- Kent merkezinde güzel bir park var.
The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
- Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
I didn't visit the headquarters of Twitter.
- Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.
Tom was arrested and immediately taken to headquarters.
- Tom tutuklandı ve hemen merkeze götürüldü.
Tokyo, as you know, is one of the financial centers of the world.
- Tokyo, bildiğiniz gibi,dünyanın finans merkezlerinden biridir.
The eye of a hurricane is its center.
- Bir kasırganın gözü onun merkezidir.
Do you come from your hub?
- Kendi merkezinizden mi geliyorsun?
Zurich is considered to be a major financial hub.
- Zürih önemli bir finans merkezi olarak kabul edilir.
Every beloved object is the center point of a paradise.
- Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.
My office is in the central area of the city.
- Ofisim kentin merkezinde.
Central nervous system consists of brain, cerebellum, medulla oblongata and spinal cord.
- Merkezî sinir sistemi beyin, beyincik, omurilik soğanı ve omurilikten oluşur.
Corsairfly is an airline based in Paris.
- Corsairfly, Paris merkezli bir havayoludur.
The Chicago Cubs are a professional baseball team based in Chicago, Illinois.
- Chicago Cubs, Chicago, Illinois merkezli bir profesyonel beyzbol takımıdır.
The next stop is Berlin Central Station.
- Bir sonraki durak Berlin Merkez İstasyonu
There is a station in the center of the city.
- Şehrin merkezinde bir istasyon var.
He was transferred to the head office in Tokyo.
- O Tokyo'daki merkeze transfer edildi.
Our new head office is in Tokyo.
- Yeni merkezimiz Tokyoda'dır.
New York is the center of the stock exchange in America.
- New York Amerika'da borsanın merkezidir.