He pleaded with the judge for mercy.
- Merhamet için yargıca yalvardı.
Justice without mercy is cruelty; mercy without justice is the mother of dissolution.
- Merhametsiz adalet zulümdür, adaletsiz merhamet yok olmanın anasıdır.
Tom was very compassionate.
- Tom çok merhametliydi.
Compassion is the basis of all morality.
- Merhamet tüm ahlakın temelini oluşturmaktadır.
I'll never ask for clemency.
- Asla merhamet istemeyeceğim.
Don't expect charity from them.
- Onlardan merhamet bekleme.
Never confuse pity with love.
- Sevgi ile merhameti asla karıştırmayın.
I felt pity for the boy.
- Ben çocuk için merhamet hissettim.