merciless; cruel; hard, unsympathetic

listen to the pronunciation of merciless; cruel; hard, unsympathetic
Englisch - Türkisch

Definition von merciless; cruel; hard, unsympathetic im Englisch Türkisch wörterbuch

heartless
kalpsiz

Onun öyle söylemesi onun kalpsizliği. - It is heartless of him to say so.

Fadıl kalpsiz bir sosyopattır. - Fadil is a heartless sociopath.

heartless
zalim
heartless
katı yürekli

Tom nasıl bu kadar katı yürekli olabilir? - How could Tom be so heartless?

Dan katı yürekli görünmek istemiyor. - Dan doesn't want to look heartless.

heartless
şefkatsiz
heartless
acımasız
heartless
{s} kalpsiz, acımasız, merhametsiz
heartless
{s} cansız
heartless
merhametsizce
heartless
{s} hevessiz
heartless
merhametsizlik
heartless
{s} insafsız
heartless
heartlessly kalpsizce
heartless
sönük
heartless
{s} uyuz
heartless
yüreksiz
heartless
heartlessness kalpsizlik
Englisch - Englisch
{s} heartless
merciless; cruel; hard, unsympathetic
Favoriten