Biz gerçek dünyanın malların bir dünyası olduğunu görüyoruz.
- We see that the real world is becoming a world of merchandise.
Süpermarketin büyük bir mal stoku var.
- The supermarket has a large stock of merchandise.
Sen o ülkenin ürünlerini boykot ettin.
- You boycotted merchandise from that country.
Ticari eşyayı elleme.
- Don't handle the merchandise.
good business depends on having good merchandise.