merak etmek

listen to the pronunciation of merak etmek
Türkisch - Englisch
wonder

I can't help but wonder where Tom is. - Tom'un nerede olduğunu merak etmekten başka yapabileceğim bir şey yok.

Tom can't help wondering why Mary changed her mind. - Tom, Mary'nin fikrini niçin değiştirdiğini merak etmekten kendini alamıyor.

worry
wonder about
anxious about
fascinate
worry about
become anxious
get anxious
be concerned about
feel troubled
curious about
be curious about
be solicitous
be troubled
be anxious about
care
be anxious
a) to wonder b) to be curious about c) to be anxious about, to worry
be curious
1. to be curious (about). 2. to be anxious (about)
concerned
fever
bother
merak et
{f} wonder

She wondered where Sam was and what he was doing. - Sam'in nerede olduğunu ve ne yaptığını merak etti.

I wondered if I could do such a thing. - Öyle bir şeyi yapabilip yapamayacağımı merak ettim.

Merak etme
Don't worry!

Don't worry. They will be supervised. - Sen merak etme. Başlarında nezaretçi bulunacak.

Don't worry. You can confide in me. - Merak etme. Bana güvenebilirsin.

merak et
{f} wondering

I still can't help wondering why. - Sebebini merak etmemek hâlâ elimde değil.

Tom can't help wondering why Mary changed her mind. - Tom, Mary'nin fikrini niçin değiştirdiğini merak etmekten kendini alamıyor.

merak et
wonder about

That's something people wonder about. - Bu, insanların hakkında merak ettiği bir şey.

merak etme
wondering

Tom can't help wondering whether he would have been better off if he had gone to college. - Tom üniversiteye gitseydi daha varlıklı olup olmayacağını merak etmekten kendini alamıyor.

I still can't help wondering what happened to Tom. - Hala Tom'a ne olduğunu merak etmekten kendimi alamıyorum.

merak etme
wonderment
merak etme
no fear
Türkisch - Türkisch
Kaygılanmak
Anlamak veya öğrenmek istemek
bir şeyi merak etmek
Anlamak veya öğrenmek istemek
bir şeyi merak etmek
Kaygılanmak
merak etmek
Favoriten