The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
- Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
Government officials inspected all factories.
- Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
The official informed Bob that his request for a parking permit had been rejected.
- Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi.
The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
- Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
A police officer is talking to her.
- Bir polis memuru onunla konuşuyor.
She became a police officer.
- O, bir polis memuru oldu.
My father is a bank clerk.
- Babam bir banka memuru.
He is a clerk at the Bank of Washington.
- O, Washington Bankasında bir memur.
I was a public servant.
- Ben bir devlet memuruydum.
The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
- Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
These government officials are corrupt.
- Bu devlet memurları rüşvetçidir.
The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
- Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
Government officials inspected all factories.
- Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
I was a public servant.
- Ben bir devlet memuruydum.