Ben mektubu yazmayı bitirdiğimde, seni yaklaşık olarak tepenin iki mil ötesindeki göle götüreceğim.
- When I have finished writing the letter, I will take you to the lake about two miles beyond the hill.
Ada kıyıdan yaklaşık iki mil uzaklıktadır.
- The island is about two miles off the coast.
The troops advanced twenty miles.
- Die Truppen rückten 20 Meilen vor.
The lake is three miles across.
- Der See ist drei Meilen breit.
No need to hurry. The deadline is miles away.