O, iş için kalifiye değil.
- He is not qualified for the job.
Bir İngilizce öğretmeni olarak kalifiyedir.
- He is qualified as an English teacher.
Tom bir kalp cerrahı olmak için niteliklidir.
- Tom is qualified to be a heart surgeon.
Sizce bu iş için nitelikli miyim?
- Do you think I'm qualified for that job?
Bunu yapmak için vasıflı tek kişiyim.
- I'm the only one qualified to do this.
Daha vasıflı olduğumu düşünmüyor musun?
- Don't you think I'm more qualified?
Guatemala bir defasında muz cumhuriyeti olarak nitelendirilmişti.
- Guatemala was once qualified as a banana republic.
O bir doktor olarak nitelendirilir.
- He is qualified as a doctor.
Guatemala bir defasında muz cumhuriyeti olarak nitelendirilmişti.
- Guatemala was once qualified as a banana republic.